Siyaset
26.01.2017 - 22:12
Türkdoğan'dan net mesaj
MHP'nin güç kaybetmesinden medet uman çevrelere net mesaj veren Mustafa Türkdoğan, "MHP'nin tutumunu eleştirip, tabanda bir ayrışma çıkarıp, bu süreçte MHP'nin güç kaybetmesinden medet uman harici mahfillere bazı hatırlatmalar yapmak icap ediyor" dedi
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İlçe Başkanı Mustafa Türkdoğan, MHP'nin güç kaybetmesinden medet uman çevrelere net mesaj verdi. "MHP'nin tutumunu eleştirip, tabanda bir ayrışma çıkarıp, MHP'nin güç kaybetmesinden medet uman harici mahfillere bazı hatırlatmalar yapmak icap ediyor" diyen Türkdoğan, şunları söyledi: "MHP, 24 Nisan 2004'te Kıbrıs'ta yapılan Annan Planı ile ilgili halk oylamasında 'Hayır' için en üst seviyede çalıştı. AKP iktidarı ve AB ise 'Evet' için çalıştı. Türk kesiminde yüzde 64.90 Evet, Rum kesiminde ise yüzde 24.17 Evet çıktı. Kıbrıs'ta gelinen nokta MHP'yi haklı çıkardı. Başörtüsü probleminin çözümü için MHP 411'i tamamladı ama AKP iktidarı yan çizdi. Sonuç, MHP yine haklı çıktı.
ÇÖZÜM SÜRECİ'NE KARŞI ÇIKILDI
2007'de cumhurbaşkanlığı seçimini CHP 367 garabetine düğümledi. Acil erken seçim ve cumhurbaşkanlığı krizini MHP 20 Ağustos 2007'de Meclis'e girip kendi cumhurbaşkanı adayını çıkararak çözdü. CHP'nin o garabeti, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini gündeme, referanduma ve sonunda da siyasi hayatımıza getirdi. AKP tarafından 11 Temmuz 2009'da çıkarılan Çözüm Süreci ile ilgili kanun 15 Temmuz'da 'Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesi' adıyla Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. MHP şiddetle itiraz etti, 'Bu, Türkiye'yi bölme projesidir, buna izin vermeyeceğiz' dedi. Habur, Oslo, Kandil, İmralı, Dolmabahçe Mutabakatı ve dış destekçilerine rağmen MHP sonuna kadar direndi ve haklı çıktı. Köstebek yuvasına döndürülen, PKK'nın cephaneliği haline getirilen Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki görüntüler MHP'nin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gösterdi.
'FETÖ KONUSUNDA AKP'Yİ UYARDIK'
MHP, 12 Eylül 2010 referandumunda 'Hayır' dedi, ne kadar haklı olduğu 15 Temmuz'da görüldü. Fethullah Gülen ve FETÖ yapılanması ile ilgili olarak hem iktidarı hem de devleti uyardı, haklı çıktı. Arap Baharı adı altında Tunus, Mısır, Libya ve Suriye'den sonra sıranın Türkiye'ye geleceğine, model ülke denilen Türkiye'nin hedef ülke olacağına yönelik uyarılarında haklı çıktı. 17-25 Aralık sürecinde dozu ve şiddeti yüksek tenkit ve değerlendirmelerini yaparken, operasyonu yapanlarla, yolsuzluğa karışanların eylem ve niyetlerinin analizini en doğru yine MHP yaptı. 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nden sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 'Başbakanlık koltuğunu MHP liderine bırakabilirim' sözüne, 'Bu işler oyuncak mı?' eleştirisiyle cevap verdi. MHP'nin CHP üzerinden HDP ile bir hükümet yapmasını isteyenlerin oyununu bozdu, haklı çıktı.
DAVUTOĞLU GİTTİ BAHÇELİ KALDI
Bu aşamada Sayın Bahçeli'nin, 'Biz ikbalin değil, istikbalin peşindeyiz. Biz millet ve vatan davasının savunucularıyız' şeklindeki cevabı tarihe geçti. 20 Temmuz 2015'ten sonra başlayan PKK ve IŞİD'in bombalı saldırıları ve hendekli tuzaklarına karşı 'sıkıyönetim ilanı' teklifine dönemin başbakanı Davutoğlu, 'Bu açıklama ile milletimizin demokrasiye olan güvenini sarsmak siyasi sorumsuzluktur' şeklinde cevap verdi. Zaman, Sayın Bahçeli'yi bir kez daha haklı çıkarırken, Sayın Davutoğlu'na, başbakanlığa veda etmek kaderini yaşattı. MHP, Türkiye'nin iyi idare edildiğini söylemiyor. 'Sat kurtul, ver kurtul' politikalarının, yanlış siyasi tercihlerin Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getirdiğini söylüyor. Bunun müsebbibinin de AKP iktidarı olduğunu her fırsatta vurguluyor. Ama gelinen noktada devletin tepesindeki hukuksuzluğa daha fazla tahammül edilemeyeceğine vurgu yapıyor.
TÜRKİYE GERÇEKLERİ DAHA ÖNEMLİ
MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli, 'Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili olarak bir takım şeyler söyleniyor, ben de ne söylemişsem arkasındayım. Değişen bir tek cümlem yok ama bir de Türkiye gerçeği var' ifadesiyle aslında her şeyi anlatmış olmuyor mu? Yani, 'Söz konusu vatansa, gerisi teferruat' noktasında olduğumuz hakikati. Daha dün El-Bab'da 5 şehit verdik. Ordumuz sınırların dışında teröristlere ve onların arkasındaki güçlere karşı vatan mücadelesi veriyor. Milletimiz, evlatlarını vatana şehit vermekten imtina etmezken, biz 18 maddelik bir anayasa değişikliğini millet iradesine sunmaktan neden imtina edelim ki?"
Orjinal Habere Git