“Vatandaşların haberi olmuyor” Konuyla ilgili açıklama yapan mirasçıların avukatı Necati Yılmaz, 1958 yılında açılan davanın, 2006 yılında bittiğini söyledi. Bu süre zarfında kentin geliştiğine dikkat çeken Yılmaz, “Çeşitli kamu kurumlarının ihtiyaçları oluyor. Turizmi teşvik amacıyla otel yapılıyor, stadyum yapılıyor, konut yapılıyor, üniversite, müze yapılıyor. Her şey için kamulaştırma çalışmaları yapılıyor. Arazinin yüzde 75’i kamulaştırılarak, elden çıkartılıyor. Bütün bunlar yapılırken, vatandaşların haberi olmuyor. İnsanların tapu maliklerinin onların mirasçıların yaşayıp yaşamadığı kontrol edilmiyor. Geri kalan yüzde 25’lik kısımlara da el atılmış durumda. Elimizde tapusu olmasına rağmen tazminat davalarımız da ret olmaya başladı. Anayasa Mahkemesi de 1965 ve 1969 yıllarında karayolları tarafından yapılan kamulaştırmanın aslında usul ve yasaya uygun olmadığına, Anayasa’nın 46. Maddesi'nde belirtilen yasalara uygun olmadığına, dolayısıyla mülkiyet hakkının ihlal edilmiş olduğuna karar verdi. Biz de başka mirasçılar adına müdahalenin önlenmesi davası açtık. 2 mahkemede farklı müvekkiller adına bu dava başladı ve sürüyor” dedi.
“Amacımız kamuya hizmeti engellemek değil” Amaçlarının kamuya hizmeti engellemek olmadığının altını çizen Necati Yılmaz, “Amacımız tramvay hattını da kaldırmak değil. Ama bugüne kadar 62 yıldır usule yasaya uygun davranmayan kamu kurumlarını yasal zemine çekmeye çalışıyoruz. Sonuçta müvekkillerimizin mülkiyet hakları var, bunlar ihlal edilmiş durumda. Burada kamu yararı varsa ebetteki benim müvekkillerimin şahsi haklarından daha üstün. Ancak koşulu belirli Anayasa’nın 46. Maddesi'nde, ‘taşınmazın gerçek bedelinin ödenmesi halinde’ diyor. Bize bir kuruş para ödenmiş değildi. Amacımız mülkiyet hakkının karşılığında gerçek değerini almak” diye konuştu.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!