"Çam ağaçlarının içinde büyüdüm" 101 yaşındaki Cennet Karagöz, uzun süredir aynı köyde yaşadığını belirterek, "Torunumun torununu gördüm. Çam ağaçlarının içinde büyüdüm. Keçi, koyun güttüm. Anne ve babayı yitirdim, başkasının evinde kaldım" diye konuştu.
"Biz neler çektik" Ömrünün hayvanlara bakmakla geçtiğini dile getiren Cennet Karagöz, "Keçi, koyun ve sığır da baktım. Şimdi ne var, ’ekmek atık, iplik bükük’. Biz neler çektik. Eskiden çeşitli otlar yerdik. Her şeyi kendimiz yapardık. Ben başkasının yaptığını sevmem. Şimdi gücüm yetmiyor ama başkası bir şey getirse yemem” diye konuştu.
"Dağlarda ekin biçerken adam olduk" Havva Çevik ise 5 çocuğundan 1’inin vefat ettiğini, 6 tane de torunun olduğunu vurguladı. Çevik, "Torunumun torununu gördüm. Yemek yediğim zaman ben yaşıyorum. O zaman aklım başıma geliyor. Tek başıma gezebiliyorum ama bu sıralar biraz zorlanıyorum. Eski yıllarda hayvancılıkla uğraştık, bulduğumuz otları yerdik. Bizim anlayışımız buydu. Biz anne babamız vefat edince öksüz ve yetim kaldık. Başkasının evinde büyüdük. Dağlarda ekin biçerken adam olduk. Ekin biçerdik aynı zaman da harman da kaldırırdık. Çünkü başka yapacak bir şeyimiz yoktu" ifadelerini kullandı.
"Sağlıklarına dikkat ediyorlar" Cennet Karagöz’ün oğlu Mehmet Karagöz’de, annesinin 8 çocuğu, 22 tane de torununun olduğunu belirterek, "’Antalya’ya götüreyim’ desem gitmezler. Eğer götürdüysen o gün de geri getireceksin. İkisi burada hayvanlarla ve ağaçlarla konuşurlar. Çok bir şey yemezler, doğal yaşarlar. Sağlıklarına dikkat ederler. Eti de fazla yemiyorlar. Ne kadar getirsem de yemezler. Bizler ve torunları açısından uzun süre yaşamaları ayrı bir duygu ve gurur tabi ki. Kendi ihtiyaçlarını kendileri görürler" dedi.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!