"Organların fonksiyonu bozuluyor" Her bir sigarada vücut için zehirli, tahriş edici, kanser yapıcı ya da kanserin ortaya çıkmasını kolaylaştıran 4 binden fazla kimyasal madde olduğunu ifade eden Parlak, "Bunlardan 50 tanesinin doğrudan kansere sebep olduğu ispatlanmıştır. Sigara içmek kısa süre içerisinde yaşam kalitesini düşürmektedir. Sigara dumanında bulunan karbon monoksit gazı, kanın oksijen taşımasına engel olur. Bunun sonucunda sigara içenler egzersiz sırasında daha çabuk yorulurlar ve organların fonksiyonunda ve yapılarında bozulma meydana gelir" şeklinde konuştu.
"Sigaranın sağlığınızı bozmasına izin vermeyin" Sigaranın kalıcı zararlarının uzun süre sonra ortaya çıktığını aktaran Parlak, "Bu nedenle sigara içen kişiler, tehlikenin bilincinde olmadan içmeye devam eder. Sağlık sorunları kendini gösterdiğinde ise geç kalınmış olur. Sigara içenlerde, içmeyenlere göre akciğer kapasitesinde yılda 2 misli bir düşüş yaşanmaktadır. Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı KOAH, 40’lı yaşlarda ortalama 10 paket yıl sigara kullanan kişilerde ortaya çıkmaktadır. Sigara KOAH ve astımlı hastalarda nüks ve hastanede yatışa sebep vermektedir. KOAH ilerledikçe hareket kabiliyeti düşer ve hasta efor sarf edemeyecek hale gelir. Sigara; kalp, damar hastalıkları, inme ve akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanser türlerine de neden olmaktadır. Bu da yaşam kalitesini düşüren kronik rahatsızlıklara ve başta kanserle birlikte gelen erken ölümlere yol açmaktadır. Sigara içenlerde kalp krizi geçirme riski 3 kat artmaktadır. 65 yaş öncesinde kalp damar tıkanıklığı nedeniyle olan ölümlerin yarısı sigara yüzündendir. Sigara, kan dolaşımını ve damarları anında olumsuz etkiler. Tansiyon ve nabız yükselir, sindirim sistemini olumsuz etkilenir ve damarlarda daralma nedeniyle deri sıcaklığı azalır. Beyin damarı hastalıkları ve felç olma riski artar. Bacak kangreni, erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluklarına yol açabilir" ifadelerini kullandı.
"Akciğer kanseri konusunda yüksek risk bıraktıktan 7 sene sonra ortadan kalkıyor" "Erkeklerde tüm kanser türlerine bağlı ölümlerin yüzde 35'i, kadınlarda ise yüzde 15’inin nedeni sigaradır" diyen Parlak, "Akciğer kanserine bağlı ölümlerin ise yüzde 95 nedeni sigaradır. Sigara içenlerde 22 kat riskli durumdadır. Yüksek akciğer kanseri riski, sigara bırakıldıktan 7 sene sonra normale dönmektedir. Sigara içenlerde akciğer kanseri dışında; ağız, dil ve dudak, gırtlak-yemek borusu, pankreas, böbrek, mesane, prostat ve rahim ağzı kanseri görülmektedir. Hiç içmediği halde dumana maruz kalanlarda ise enfeksiyon, solunum yolları rahatsızlıkları, KOAH ve kanser riskleri artmaktadır. Sigara ayrıca erken doğum, düşük, yeni doğanlarda düşük vücut ağırlığı, kısırlık ve doğum kontrol hapı kullananlarda kalp krizi geçirme riskini artırmaktadır. Sigara içmek, solunum yollarının direncini düşürdüğü için özellikle çocuk ve hamilelerde enfeksiyon, bronşit ve zatürreye neden olabilir" diye konuştu.
"Destek alarak bırakmak en doğrusu" Sigara içen insanların yüzde 80’e yakınının sigarayı bırakmak istediğinin gözlemlendiğini söyleyen Parlak, "Bu kişilerin yüzde 20-30’u her sene denemektedir. Fakat destek almadan sigarayı bırakanların oranı yalnızca yüzde 3-5 arasındadır. Fiziksel bağımlılığı kırmak için kişiyi 2-3 ay içerisinde sigaradan birden ve tamamen ayırmak gereklidir. Sigarayı bırakmak, ilaç tedavisi, hekim kontrolü ve danışmanlığında yürütülmesi daha sağlıklı olan bir süreçtir. Sigaranın psikolojik bağımlılığı, kendini ‘el-ağız alışkanlığı’ ve gündelik yaşamda duyguları sigara ile eşleştirmeler olarak göstermektedir. Bunlar ise kişinin güçlü iradesi ile çözümlenebilmektedir" dedi.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!