
L carnitine (carnitine) vücut tarafından doğal olarak üretilen ve "yağ oksidasyonu” adı verilen süreçle, yağın enerjiye dönüşmesini sağlayan ikincil (nonessential) bir amino asittir.
Karnitin doğal olarak en fazla miktarda et ve et ürünlerinde yer almaktadır. Geçmiş yıllarda doğadan natürel bir şekilde otlayan ineklerin yapısında bol l karnitin olmasına rağmen, günümüzde çiftliklerde uygulanan suni yemleme dolaysıyla, karnitin (l carnitine) oranı oldukça düşük miktarlarda görülmektedir. Bu sebeple karnitin oranı düşük et ve et ürünleri, obeziteye sebep olan etkilere sahip bir yapıya bürünmüştür. Günümüzde karnitin sıvı, tablet ve sıvı kapsül olarak alınabilmektedir.
Hyalüronik Asit vücudun tüm dokularında yer alan ve belirli hayati fonksiyonları yerine getiren bir polimerdir. Karl Meyer tarafından 1930 yılında yapmış olduğu klinik araştırmaların bulgularına göre 25.000 disakkaritin uzunluğunda olan ve sürekli birbirini tekrarlayan bir yapıdan oluşan bir polimer olduğunu keşfetmenin yanı sıra, stabil bir enerjiye sahip olduğunu da gözlemleyerek keşfini tamamladı. Yunanca cam anlamında gelen hyalos kelimesinden türeyen Hyalüronik asit HA şeklinde kısaltılmış şekliyle tanınır.
Tüm vücut dokularında bulunan ve yaşamsal aktiviteleri gerçekleştiren bir asittir. Cildin yaşlanmasını engellemek için hyalüronik asit seviyesini düzende tutmak önemlidir.
30’lu yaşlarla birlikte cildin hyalüronik asit üretimi giderek yavaşlar, cildin kolajen yapısının bozulmasının ana sebebi, kolajeni destekleyen hyalüronik asit stoğunun azalmasıdır. Yaşlanmaya bağlı olarak, çeşitli faktörler ile birlikte üst derideki hyalüronik asit seviyesi düşer ve neticede cilt yaşlanır, incelir. Bu incelme ile cildin nemi azalır, esnekliği ve gerginliği kaybolur.
Bebek cildinin yumuşaklığı, nemliliği ve gerginliği, bebeğin anne karnında yüzdüğü sıvının hyalüronik asit bakımından çok zengin olmasından gelir.
Alpha Lipoic acid hakkında Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde bulunan Berkeley üniversitesinde yapılan araştırmalar, Alpha lipoic acid ile karnitinin birlikte kullanılmasının hücre yapısında olumlu etkilere sebep olduğunu göstermiştir. R ve S adı verilen 2 farklı formundan oluşan ürünün R formu doğal S formu sentetik yapıda haricen üretilen ürün şeklindedir. Yapılan çalışmalar az miktarlarda da olsa, kırmızı et ürünleri, böbrek ve karaciğer gibi sakatat ürünlerinde alpha lipoik asit bulunduğunu göstermektedir.
Alfa lipoik asit oksijen tüketimini arttırır. Bu aslında oldukça basit bir değişim gibi gelse de oksijen tüketimi hücre içi yaşlanma parametrelerini kısıtlar.
İlgi çeken bir diğer özellikte alfa lipoik asit tüketiminin yaşlı deneklerde oksijen tüketimini daha iyi arttırması. Yani ne kadar yaşlı ve savunmasızsanız ALA size o kadar yardım ediyor.
Bu durumun azalan antioksidan kapasitesi ile yakından ilişkili olduğunu düşünüyoruz.
Sonuç olarak alfa lipoik asit hücre düzeyinde yaşlanmayı geciktirir ve ileri yaş bireylerde ciddi fayda sağlar.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!